Yüzlerce yıl önce, Yörük olan atalarımızın Denizli ilinin 65 km kuzeydoğusunda bulunan Çal ilçesine yerleşmesiyle hikayemiz başlıyor. Aslında hikayemizi tam olarak anlatabilmemiz için öncelikle size Çal’ı anlatmamız gerek.

 

Hikayemiz
10 kopya

Yüzlerce yıl önce, Yörük olan atalarımızın Denizli ilinin 65 km kuzeydoğusunda bulunan Çal ilçesine yerleşmesiyle hikayemiz başlıyor. Aslında hikayemizi tam olarak anlatabilmemiz için öncelikle size Çal’ı anlatmamız gerek.

ÇAL BÖLGESİ

Eski adıyla Mosyna, 18. YY itibariyle ise Çal ismini alan bölgemiz yaklaşık 850 metre rakımda ortasından nehir tanrısı Meandros’tan adını alan Büyük Menderes nehrinin geçtiği bir platodur. İsmin kaynağıyla ilgili bazı farklı hikayeler olsa da asıl kaynağın Çal’ın coğrafi özellikleri olduğu düşünülmektedir. Çağatay Türkçesi’nde Çal kelimesi “yüksek yer” anlamına gelmektedir. Bunun yanında taşlık yer, çıplak tepe, kireçli toprak gibi anlamları da vardır. Ana geçim kaynağı yüz ve hatta belki bin yıllardır bağcılıktır. 

Biraz mitolojiye bakmak gerekirse, Nysa’da (bugünkü Sultanhisar) büyüdüğü mağaranın duvarındaki asmadan üzümleri toplayıp suyunu sıkan ve böylece şarabı keşfeden Dionysos bunu kutlamak için Menderes Nehri havzasında bulunan Çal, Ortaköy’de Dionysopolis’i kurdu. Çal ve çevresinde üzüm bağlarının gelişmesini sağladı. Antik dönemin en iyi üzümlerinin de Büyük Menderes nehrinin yukarısında yani Çal, Baklan, Bekilli ve Güney’de yeiştirildiği de bilinmekteymiş. Sonuç olarak buralarda yetiştirilen bağ kütüklerini alıp deniz aşırı ülkelere götüren ve onlara da şarabı anlatan Şarap Tanrısı Dionysos’un ve kendi adına Çal’da kurduğu şehrin mitolojik hikayesi de böyledir.

Bu hikayeyle ilgili değerli arkeolog ve tarihçi Celal Şimşek’in yorumları şu şekilde; “Antik dönem insanının bu mitoloji ortaya çıkarması boşuna değildir. Çünkü onlar bölgede yetişen bu güzel üzümler ve şaraplardan büyük gelirler elde etmişlerdir ve bunun şarap tanrısı Dionysos’un yardımıyla olduğuna inanmışlardır. Bu nedenle yörede bağcılık ve buna bağlı gelişen şarapçılığın kökü binlerce yıllık bir geçmişe dayanır. Bu bölgede yetiştirilen bağlar ve elde edilen şaraplar antik dönem boyunca önemli bir ihracat sektörü oluşturur.”

Yakın çevresinde Hierapolis, Leodikya, Afrodisias, Sagalassos, Tripolis gibi devasa antik kentleri barındıran ve arkeolojik olarak hala ortaya çıkarılmamış birçok cevheri barındıran Çal bölgesi hem tarihi açıdan hem de coğrafi olarak değerini yıllardır korumakta.

Bizim de Çallı bir aile olarak Kuzubağ’ı kurmaktaki asıl amacımız ve motivasyonumuz her sene daha iyi şarap yapabilmek için çabalamak ve kaliteli şarap yapmak için uğraşmaktır. Bölgenin insanı olduğumuz için bu büyük yatırımı kendi köyümüze yapmaktan dolayı ve bu topraklardan kazandığımızı yine bu topraklara geri vermeyi çok önemsiyoruz.

AWARDS
Mılestones
2007

İlk bağlar dikilmeye başlandı

2020

Şaraphane inşaatı başladı

2021

Şaraphanede ilk defa üzüm işlendi

2022

İlk şaraplar çıktı!